30 Nisan 2007

ELBET BİRGÜN



Ürkek ve korkulu ciktik siladan

Baktim adimiza gurbet yazilmis

Gönlüme sorarsan burun sizisİ

Gurbetten silaya „sabret“ yazilmis


Cocuk nesvesiyle gezdigim yerler

Ince bir yangiyla yanip tüter

Hasreti ben gibi benden beterler

Ders-i islah icin ibret yazilmis


Yollara baktikca kendin alistir

Gurbet sevdiginden ayri kalistir

Sessizce bir dua, bir yakaristir

Yerlere, göklere affet yazilmis


Ne geceler biter, ne uyku gelir

Sorular, cözümler aklim gerilir

Bizi görüp duyan halimi bilir

Su dünya sirtima külfet yazilmis


Rabb’im lütfederse boynumda tasma

Ölcüler Hira’dan dengeni sarsma

Her varlik bir kitap okunan esma

Seyredip görene hayret yazilmis


Dün, bugün icinde bitis adina

Guruba meyledis batis adina

Nebi’nin velinin ders kitabina

Dünyasi gönlüne kab’ret yazilmis.

''GÜL''



Güllerin ateşini onu derenler bilir. Yüreğin ateşini kalbe girenler bilir. Bilmez gülün kadrini pervane-veş yanmayan Kıymetini güllerin sırra erenler bilir Yılda bir defa kurban keserler halk-ı alem ıyd için Dem-be-dem saat-be-saat ben senin kurbanınım. Alem halkı bayramda yılda bir kez kurban keserler. (Ey Sevgili!)Ben her zaman, her saat senin kurbanınım. Herkes güle,bülbül olmaya hazırdır. Bülbül gül olduğunda güzelce şakır. Bülbülün anlamıdır gül. Bülbülün kanıdır gül… Diken gülle gül kokar… Gönüller ki Gül’e hasret!.. Gül sözleri edelim, gül düşleri görelim gül gecelerinde. Gönülleri yıkayalım gül suyuyla… Gönlüm ki Gül’e hasret!.. Güzellik Gül’e, sevgi bana düşmüş,sevginin ve vefanın bülbüle düştüğü gibi… “Gül gülse daim,ağlasa bülbül aceb değil…” “Zira kimine ağla demişler, kimine gül” Gül yeter ki gülsün ona gülmek yakışır.Bense ağlamaya razıyım.Aşk da tatlı bir gözyaşı değil midir zaten,sevdiğini güldürmek için yapılan işler uğruna… Ey Gül’üm gülümseyişlerin vursun yüzlerimize, nur içinde nur olsun. Güzelliğin hakiki sevenleri, sevecekleri hakiki güzelliği seninle tanısınlar ve seni ansınlar.Yaşasın senin için ağlayan her dize şiirde ve senin için parlayan her damla nehirde… Ey Sevgili kapına geldik aşkı öğret bize ve aşkını ver yüreklerimize, her şey SEN olsun şu dünyada ve olmasın SEN olmayan dünya da... Dertsiz olmak dert olarak yeter… Gönlüm ki GÜL’e Hasret !

AZRAİL!!!



Ey Azrail ! Bilirim, bu sözlerim çok yersiz,
Neden böyle ansizin, geliverdin habersiz
Ne olurdu üç bes yil, önce haber verseydin.
Hiç degilse rüyama , bir kerecik girseydin...
Ask, mesk, derken, dünyadan bir türlü kopamadim.
Senden özür dilerim, hazirlik yapamadim...
Görüyorsun yanimda , ne valiz var, ne bavul.
Uykum öyle agir ki ; ne zil duydum, ne davul..
Yasim yetmis olsa da, gör ki; fikir fikirim.
Bu cümbüslü âlemi , ben nasil birakirim?..
Hani bir söz vardir ya ; ''Yas yetmis, isi bitmis.
''Inan ki, bu bir yalan , bunu diyen halt etmis...
Ey Azrail ! Dur biraz , sana yalvariyorum
Yasal haklarim için ; bir avukat ariyorum...
Hayallerim, düslerim, yarim kalan islerim.
Estetik yapilacak, daha burnum, dislerim.
Elli yasimda ancak, voleyi vurabildim.
Hortumlar sayesinde, holdingi kurabildim...
Gerçi ucuza verdim, serefin kilosunu.
Ama böyle kazandim, su uçak filosunu...
Ey Azrail ! Ne olur, bozulmasin pazarim.
Sana söyle yüklüce, bir çek bile yazarim...
Su masmavi havuzlu, sarayima baksana.
O daracik mezarda, yazik olmaz mi bana?..
Bazen çoluk çocuga, içimden kiziyorum.
Ölmemi bekliyorlar, inan ki; seziyorum...
Arkamdan göstermelik, iki damla gözyasi.
Bir de söyle büyükçe, yaldizli mezar tasi.
Tahmin ediyorum ki; mevlid de okuturlar.
Ortaligi birazcik, gülsuyu kokuturlar.
Araya reklam konur; bir ilahi aryasi.
Mevlid bitince baslar, dedi-kodu furyasi
Etlerim, kemiklerim, didik didik edilir.
Ben az gelirsem eger, köklerime gidilir...
Ey Azrail ! Inan ki, hazirligim yok daha,
Hele su din konusu, çok karisik bir saha.
Bazi büyük abiler, köseleri tuttular.
Irtica diye diye, beni de korkuttular.
Ilâhiyat adina; ekranda iki kaçik.
Kimlerin kuklalari olduklari apaçik.
Alim zalim karisti, renkleri seçilmiyor.
Velisiz kaldi sokak; deliden geçilmiyor.
Bu cinnet kervanina, kocabaslar dahiller.
Tuz bozulmus, ne yapsin bizim gibi cahiller ?..
Henüz daha gündemde, ne oruç var, ne zekat.
Ne Kur'an'la tanistim, ne de kildim bir rekat.
Gönül desen, henüz genç, daha haccim duruyor.
Nerde bir taze görsem, kalbim küt küt vuruyor.

Edemedim bir türlü, su nefsimi terbiye.
Ortalikta ne görse; tutturuyor ver diye.
Ey Azrail ! Bilirim, gelince beklemezsin.
Tükenen vadelere, saniye eklemezsin.
Bu satirlar bos geçen, bir ömrün hikayesi.
Ibret alanlar için, son pismanligin sesi...
Bilmem ki, bir duvarda, bu mütevazi çaba;
Bir küçücük pencere, açacak mi acaba?..

GÜLÜMSERMİSİN?



Kolay değil belki, ama imkansızda değil.


Hangi küskünlük bitmemiş, hangi dostluk başlamış ha !


Yüreğin senin elinde dostum. İnsanları değiştiremezsin,ancak onlara olan düşüncelerini değiştirebilirsin.


Herkesi olduğu gibi kabul et, sen de olması gerektiğince ol. İnancının

kazanmasını , ondan uzaklaşarak elde etme saçmalığından kurtul.


Hatırla, İYİLİĞİN HALLEDEMEDİĞİNİ KÖTÜLÜK HİÇ HALLEDEMEZ Kİ. . Yüreğine de kaydet bunu.


ÜCRETSİZ BİLETTİR TEBESSÜM YÜREK YOLCULUĞUNDA. .


Sevgiye davet çıkar sen de hadi. Kanaat getir, olumsuzlukları eriteceğine.

Geçmişe üzülme. Yaptığın hatalardan ders aldıysan, mutlu edebildiysen eğer;

bugünü bugünle yaşa. Fakat biraz dur.


Hayatına deneyimler eklemen için şart değil yanlışlardan geçmen.

Başkalarının edindikleri doğruları yerleştir zihnine. Ölümün ne zaman

geleceğini bilmediğinden, yolu uzatıp kaderini zorlama.


Güzellikleri de bizzat kendin uygula. Savrulma sakın. Bak BATSA DA GÜNEŞ, BIKMAMIŞTIR DOĞMAKTAN. SONUNDA TOPRAK

OLSA DA CANLI, YORULMAMIŞTIR NEFES ALMAKTAN.


Dostum, bedelsiz değildir ki mutluluklar unutma. O bedellerle olmanın neresi zarar de, yorulma. Dertlere de yenilme

hiç, galiptir iyilikler sen ilerledikçe.


Sonra benim varlığıyla mutluluk duyduğum güzel dostum. Bir martının yanında yer al. Gökyüzü meskenin olsun senin

de. Kat kendini maviye, hayran bakışları çek üzerine. Özgürlüğü uçuşlarınla anlat. Hem , kırık olsaydı kanadın ne

önemi kalırdı ki genişliği dünyanın.


Kaldır başını ve eğilme, sakın güçsüzce.Dipsizse de karanlık, dal içeri...Öyle bir dal ki; sen değil o korksun.. Ne çıkar deme, bir nur da senden olsun.


GÜLÜMSE... Fakat cenneti kazanmışçasına değil, doğduğun güzel fıtrat için...

GÜLÜMSE.... O'nun ümmetlerinden biri olarak yaşadığın için...

GÜLÜMSE... Duyduğun ezan sesi, kıblen KABE olduğu için..

GÜLÜMSE... Öldüğünde Azrail'le buluşup, RABB' ine kavuşacağın an için.

HİÇ DEĞİLSE TATLI İNSAN, RAZI OLDUĞUN ALLAH 'ın rızası için gülümser misin?

...EĞER...



O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.
Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer
Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.
Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.
O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.
Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.
Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

SEN MUTLUSUN...


Eger sende Allah'a inanarak;
Hayatin güclüklerine katlanabilecek kadar inanc,
Gelecegin daha iyi olacagina inanacak kadar ümit,
Dogru bildiklerin icin mücadele edebilecek kadar cesaret,
Topluma, ailene, Islam'a faydali olabilecek kadar saglik,
Ihtiyaclarina yetebilecek, zekatini verebilecek kadar para,
Baskalarinin daima iyi yönlerini görebilecek göz,
Cevrendeki insanlara yardim eli uzatabilecek kadar cömertlik,
Insanlardan yardim beklemeden yapabilecegin iyilik,
Hayatin zorluklarina karsi hayati ve insanlari kusatacak sevgi,
Yastik kadar yumusak ve rahat bir vicdan,
Dilini, belini, kalbini, keseni ve gözünü haramdan saklayabilecek irade,
Gördüklerinin, duyduklarinin düzelmesini bekleyebilecek kadar sabir,
Günahlarini, noksanlarini itiraf edebilecek kadar fazilet,
En kötü halinde bile Allah'tan razi olabilecek kadar sükür varsa,
SEN MUTLUSUN...!!!...

HaYaTtT


Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;

Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,

Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..

İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin...

keşke benim dee dedem yaşasaydı onsuz olmak çok kötü içimde yüreğimde hep bir yerde eksikliği duyuluyo çok özledim seni dedem:'(




HAYAT NEDIR?

"Bir gün bir cocuk dedesine sormus "dedecigim hayat nedir?" diye.
Dedesi "EZANLA NAMAZ ARASIDIR" cevabini verince, cocuk büyük bir saskinlikla sormus "ömür bu kadar kisami? diye.

Dede tatli bir tebessümle cavap vermis:"ne zannettin ya... Evet o kadar kisa! Ama, bu ezanla bu namaz nedir bilir misin?"

Cocuk düsünceli düsünceli bilmedigini söyleyince dede "O NAMAZ, EZANSIZ NAMAZ; O EZAN İSE, NAMAZSIZ EZANDIR" cevabini vermis.

Cocuk "onlar da nedir dedecigim?" dediginde ,
basini oksayip:" Hani gecen gece Talib amcanin yeni dogan bebeginin kulagina isim takmak icin ezan okumustuk ya... NAMAZSIZ EZAN
degil miydi o ezan?" dedi.

Bunun üzerine cocuk

"ya ezansiz namaz nedir dedecigim?" diye sordu. Dede torununun yüzüne uzun süre baktiktan sonra su cevabi verdi:

"Birgün deden öldügünde onu da ögrenirsin.""

cesaretin bittiği yerde esaret başlar!


Bir Hint masalina gore, kedi korkusundan devamli endise içinde yasayan bir
fare vardir.
Büyücünün biri fareye acir ve onu bir kediye dönüstürür.
Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacagi yerde bu kez de köpekten
korkmaya baslar.
Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüstürür.
Kaplan olan fare, sevinecegi yerde avcidan korkmaya baslar.
Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsin farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu
eski haline döndürür.

Ve der ki,

"Sen cesaretsiz ve korkak birisin. Sende sadece bir farenin yüregi var. O yüzden ben sana yardim edemem."

Ünlü yazar Shakespeare, bu konuda söyle diyor :

"insanlarin çogu kaybetmekten korktugu için sevmekten korkuyor..
Düsünmekten korkuyor, sorumluluk getirecegi için.
Konusmaktan korkuyor, elestirilmekten korkttugu için.
Yaslanmaktan korkuyor, gençligin kiymetini bilmedigi için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir sey vermedigi için.
Ve ölmekten korkuyor, aslinda yasamayi bilmedigi için."

--
"GONUL DENIZDIR, DIL KIYI; DENIZ DALGALANINCA ICINDEKILERI SAHILE ATAR"

BEN BUNU BILIR BUNU SOYLERIM: "GOZ IKI, KULAK IKI, AGIZ TEK; COK GORUP, COK DINLEYIP, AZ KONUSMAK GEREK..."

-sevmek var olmaktır-


BazI duygular vardIr anlatIlamaz, anla$IlIr sadece.
Sevenin sevdiGini bilmesi kadar, sevilen de anlar sevildiGini.
Sevgi her zaman belirli kelimelerle söylenmez.
ÇoGu defa bir bakI$ yeter de artar bile...
Yeryüzünde hiçbir kuvvet insanoGlunu
sevme hakkIndan alIkoyamaz.

Sevmek çoGu zaman var olmaktIr.
Sonunda bizi yok olmaya götürse bile.
Ben $imdi varIm ve seni sevmek hakkImI kullanIyorum.
Sen bile buna kar$I koyamazsIn.
Sana gelinceye kadar sonu gelmez bir arayI$tI sevgilerim.
Bir zaman ba$kalarInda aradIm seni,
ba$ka yüzlerde, ba$ka ellerde aradIm.
AldandIm, fakat birgün seni bulmak ümidini kaybetmedim.

NasIl olsa gelecektin birgün.
Ve i$te geldin de!
Bana tatmadIGIm hüzünleri tattIrmaya,
bilmediGim kederleri öGretmeye geldin.
AcIdan yana ne kalmI$sa ya$amadIGIm
hepsini bir bir sen ya$atacaksIn bana.
Birgün ya$amanIn gereksizliGini de senden öGreneceGim.

Bu selin akI$InI hiçbir$ey duduramaz artIk.
UmmadIGIm ve ummadIGIn bir anda çIktIn kar$Ima.
Co$kun Irmaklar gibi, amansIz seller gibi geldin,
mutlaka yIkarak ve benden birçok $eyleri
beraberinde sürükleyerek gideceksin.
I$te o zaman yokluklarIn en dayanIlmazI ile kar$I kar$Iya kalacaGIm.

Ergeç gideceksin; beni anlayamadan,
beni sevemeden gideceksin.
YalnIz bir iç kIrIklIGI kalacak senden,
tesellisiz bir hüzün kalacak.
YIllardIr aradIGIm sendin
ama sen gittikten sonra ba$kasInI aramayacaGIm.
Gelmeyecek bile olsan, ömrümün sonuna kadar arardIm seni
Ama geldin bir kere; ister bilerek gelmi$ ol, ister bilmeden...

Geldin ya!
$imdi her$ey güzel seninle.
Yürümenin, konu$manIn,
nefes almanIn bir ba$ka anlamI var artIk.
Sen varsIn ya, her$ey bamba$ka gözlerimde...

seni kimse bilmesin!...

Gönlümde gizli sevdam alnımın yazısıydın
Nazar ettiğin yüzün dermansız sızısıydın
Yüreğin inci mercan sedefler dizisisiydin
Hayalimde suretin, düşümde ninni sesin
İki cihan helalim seni kimse bilmesin

Adın kutsal yeminim, varlığın bende sırdır
Mertliğin dile destan yıl değil yüz asırdır
Öyle bir akit ki bu, can ölüme hazırdır
Zulümler bu destanı harap edip silmesin
Yüreğimde giz sevdam seni kimse bilmesin

Özlemin zirvesinde varlığım deli aşık
Talan olan bahçede ruhum asi sarmaşık
Öksüz gecelerimi şefkatle saran ışık
Bana bir selam gönder düşlerim gülümsesin
Mahzun bakışlı sevdam, seni kimse bilmesin

Ellere mahrem sırrım efsununda haklıdır
Akşam yıldızlarında yeminimiz saklıdır
Sende kalan gözlerim ellere yasaklıdır
Tenime lisan olmuş gül kokulu nefesin
Esmer gülüşlü sevdam seni kimse bilmesin

Evvel kuru dal idim gül sinende yeşerdim
Kendimi sende buldum aşkın sırrına erdim
Kargülü almıyayım, değişirsem namerdim
Yeminimden dönersem bahtım bana gülmesin
Yağmur yürekli sevdam seni kimse bilmesin

_gittin_

Gittin işte: şimdi yeni bir hayat bekliyor beni ve tabi ki SENİ! EVET öyle canımın içi.......... Şimdi kim sevecek beni, kim okşayacak saçlarımı,kim bana güzelim dileyecek? Belki taaaaaa uzaklarda söyleyeceksin ama ben duymayacağım. Tenim teninin sıcaklığını özleyecek,ellerim ellerini arayacak,gözlerim bir köşeden çıkıp gelmeni bekleyecek gelmeyeceğini bile bile........Artık saatleri saymayacağım seninle buluşmak için,artık bakışlaım anlamını yitirmiş olacak.Belki güleceğim herşeye ve herkese.Kimse bilmeyecek sana olan hasretimi,anlatmayacağım kimselere sana olan sevgimi,kimse bilmeyecek yokluğunda nasıl acı çektiğimi. belki ikimiz içinde doğru olan ayrılıktı.....Gerçekleri hiç bilmeden,öğrenmeden.Ben şimdi bıraktığın gibi değilim ya sen nasılsın acaba..........Hayat seni hangi yollara sürükledi.Dilerim mutlusundur ben hep senin mutlu olmanı istedim.Benimle olmadı ama bensiz dilerim çok mutlusundur. Gerçekler inan çok azmış TEK TANEM Gerçek olan SADE ve sadece ola olan tutkum.sana olan aşkım ve sana olan yeri hiçbirşeyle dolmayan ilk aşkın özlemi. gerçek olan ve yaşanan benim sana olan sonsuz özlemim.GERÇEK olan sendin TEKTANEM....... ŞİMDİ hiçbir gerçeğim yok.Herşey sahte,kalabalığın içinde ben yapayanlızım........... ELVEDA TEKTANEM.....................

ölüyorum ben...

Sen yokken biraz daha ölüyorum ben
Gönlüm sonbahar, yaprak yaprak dökülüyor
Her mevsim kış, hergünüm gece
Sonu yok yolların, yarını yok saatlerin

Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında
Kokusu yok çiçeklerin, gök kuşağının rengi yok
Ateşi yok sevmelerin, sigaramın dumanı yok
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum gözlerinin ortasında

Alevi yok yangınların, suyu olmadığı gibi yağmurun
Denizin mavisi yok, tıpkı gözlerin gibi
Gözlerin her yerde, ne yana baksam gözlerin
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında


Dostu yok gecelerin, geceler çok uzun
Geceler bir ömür, ömür dediğin bir tutam ümit
Ümidi yok yarınların,
Tıpkı senin yokluğun gibi
Ve ben biraz daha sana hasret

Hasret bir ip boğazıma düğümlenmiş
Düğümler her tarafımda, bütün yollar kör düğüm
Ve ben biraz daha ölüyorum sensizliğin ortasında

Yalnızlığını ben yazarım şiirlerin, ayrılığını ben
Karamsarlıkları hep senden
Hayalinle süslenen bu şehir
Ve ben ölüyorum bu şehirde sensizlik ortasında

sensiz nasıl yaşanır?

Aglarsam kim silecek göz yaslarimi,
sende gidersenKim tutacak ellerim'i, kim sevecek, kimi sevebilirim senden sonra
Varligina alistim ama
YOKLUGUN
Nasil kaldirir gidisini bu beden
Nasil dogacak sensiz yeni günüm
Nasil çarpacak yüregim
Ben bilmiyorum sensiz nasil yasanir...

sen gitme

çok su verince ölür ya çiçekler.
Çok ağlarım, çürür gözlerim gidersen eğer
. Ben senin gül bahçende oyunlarıyla mutlu
Ve affedilmeyi çok seven yaramaz bir çocuğum.
Sen ne güzel güldün, solmuyordun.
Sem çok seviyordun hem beni yormuyordun.
Çiçekler....Çiçekler sevildikçe büyür.
Gitme diyorum sana gitme!
....Çiçeklerim benimle ölür.
Buralardan gitme.
Buralar gitsin, sen gitme.
Gitmek çözecekse...
Ve biri gidecekse...
Buralar gitsin, sen gitme...

Sen gitme.

27 Nisan 2007

sensiz olmuyor...

Biliyorsun gayem sana zarar vermek,seni incitmek,kırıp dökmek değildi.Yıllar yılı acı çekmiştin istemediğin bir ortamdaydın ve sana ters düştüğü halde yanlış şeyler yapmıştın.Acına,yaşam mücadelene ortak olup yüreğimi yüreğine,ömrümü ömrüne katıp seni mutlu edicektim.Ben senden sadece sana verdiğim sevgiyi kabul edip bu sevgiyi yaşamanı istemiştim.Yüreğim tahtıda tacıda sana vermişti.Yalnızca seni istiyordu.Yüreğimde kalıp saltanat sürmek varken beni sıradan bir şeymişim gibi elinin tersiyle ittin.Çok sevilmek bu kadar kötümüydü.Gerçekten böyle ağırmıydıki.Sevgiye hasretim dediğini düşünüyorum da kocaman bir iğrenç oyun oynamışsın.Hayatıma bilmediğim yeni anlamlar getirmişsin.Gözüm kapalı hayatımı ortaya koyduğum bir kumar oynamıştım.Ya seni kazanacaktım yada kendimden vazgeçecektim.Hem seni kaybettim,hem de kendimden vazgeçtim.Varmıydı böyle kimsesiz darmadağın olmak,biçare kalmak varmıydı?Keşke beni böyle ödüllendireceğine,hiç ödül vermeseydin.Onca yüreği senin yüreğine feda ettiğim halde yüreğim kocaman sevdamı alabilecek kadar büyümedi.Bende sana büyük bir sevgiyi vermekte diretiyordum.Bu kadardirettiğim için beni bağışla!...Sevmek ölümüne cesaret,buzdan değil ateşten yürek ister.Adı üzerinde sevdaydı bendeki,zordu sevdayı büyütmek kolay değildi elbet…Bütün güzellikleri bütün kainatı seni sevmesi için birine verseydin yinede bu kadar sevilemezdin.Hiç kimsenin yüreği benim ki kadar büyük ve deli olamaz.Beni kırgınlıklarla,çelişkilerle,cevabı sende olan bir sürü soruyla ve bitmek tükenmek bilmeyen “keşkelerle”bıraktın.Bana onca acı verdin ama yüreğim düşmanın olamıyor.Her gün alabildiğine yanıyor.İstesem de istemesem de seni özlüyor,seni istiyor.Yüreğimi koparıp atmak mümkün olsaydı hiç düşünmeden koparıp atardım.Sevdan beni divane etti,asileştirdi.Kendime sözüm geçmiyor artık.Başımı ellerimin arasına ne ilk nede son alışım.İlk acım değil ama en büyük acımsın.Bir limandayım ve senin bindiğin gemi çoktan uzaklaşıp gitti.Bunu kabullenemiyorum,zoruma gidiyor,canımı acıtıyor.Sen yüreğimde bir hasret,en büyük ve hiç kapanmayacak bir yara olarak kalacaksın.Yarım kalmışlığım ve unutulmazımsın.Yüreğim seni sarayından kovmuyor.Tahtı da tacı da sensiz bırakmıyor

ölümü tattığın zaman...

gitmeliyim artık… Senden, ondan, herkesten uzağa… Biliyorum burada durdukça daha çok can yanacak, duygular yıpranacak, ruhlarınız yorulacak, pes etmek isteyeceksiniz, uğrumda savaşmaya değmediğini göreceksiniz ve ben bu acıya katlanamayacağım, çekip gitmek isteyeceğim. Ne dur diyebileceksiniz ne de git… Daha da yıpranacağım, üzüntüden gözlerimin altı moraracak, dışarı vurmamaya çalışacağım ama ne kadar tutabileceğim bu kanlı gözyaşlarımı… Karanlık köşelerde dökeceğim kanlarımı; benim hep bir parçam olmuş ve ne kadar ağlasam da kurtulamadığım gözyaşlarımı… Ağlayacağım, ağlayacağım, ağlayacağım… Asla gitmeyecek, bitmeyecek, kurtulamayacağım onlardan… Ömrüm boyunca birilerini üzeceğim, daha çok kırık kalp ve sıkıntı bırakacağım arkamda ve artık gitmek isteyeceğim, belki de sonsuza kadar… Üzmek istemeyeceğim, kırmak istemeyeceğim, kederli ruhlarınızı bir daha rahatsız etmeyeceğim, bensiz kalacaklar artık… Gerçi ben olsam da içinizde, pek bir faydam yoktu… İşte bu yüzden bir şey fark etmeyeceksiniz ben giderken… Belki ufak bir çığlık , gitmeden son kez ağlarken kendi içimde.. Dışarıya kadar vuracak içimde hapsettiğim yalnızlık ve acı dolu çığlık… Yine yalnızım… Hep ağladım, hep üzüldüm, asla yapıcı olmadım hep yıkıcı oldum… Yürürken devirdim tüm güzel vazoları, artık çiçekle doldurulamayacaklar… Kandıramayacaksın artık kırık bir vazoyu güzel kırmızı bir gülle… Onun sana inancı zamanla eriyip yok olacak, izi bile kalmayacak, artık yanında değil karşında olacak… O zaman ne yapacaksın? İşte o zaman gitmenin daha uygun olduğunu anlayacaksın ve gideceksin… Suratından düşen bin parça, kalbin ellerinde ve tekrar tekrar kırılmış… Yapıştıramayacaksın artık, tamir edemeyeceksin asla, o kadar çok yama yapmışsın ki tamir edecek bir tarafı kalmamış… Ansızın bir rüzgar esse paramparça kalacak ellerinde… Gözyaşlarında yetmeyecek onu tamir etmeye artık… O kadar çok üzülmüşsün ki… Ah, yıpratmaya değer miydi kendini bu kadar? Birazcık sevgi için bile… Bak yine bulamadın ve kalbin yine boş bir şekilde elinde kaldı, yine gitmek zorunda olan sen oldun, yine ölmek isteyen bir sen kaldın… Bekledin işte gelmedi… Yine yalnızlığın korkusu kaldı sende, yalnızlık kaldı içinde… Ömrün boyunca taşıyacağın tek dostun ve aynı zamanda düşmanın olan yalnızlık… Bilmez kimse senin kadar yalnız kalmayı, geceleri sessizce ağlamayı. Yastığın ıslansa da yalnızlık acısıyla dolu o gözyaşlarınla, yine başını o yastığa koymak zorunda olduğunu kimse senin kadar iyi bilemeyecek… Hiçbir zaman anlayamayacaklar seni bu kadar üzen şeyi… Umursanmamanın bu kadar acı olduğunu… Çare bulamayacaklar sana… Sen yine o küçücük sevgiye muhtaç olup tüm yaşadıklarına rağmen, göz göre göre yeni yollara gideceksin, onu tekrar arayacaksın… Peki sonuç; yine hüsran… Ne seni gönülden seven bir dost çıkacak karşına ne de sana kendini tamamen adayan bir sevgili… Tüm kalbiyle… Bu asla olmayacak ve sen yalnız öleceksin ve bunun daha doğru olacağını göreceksin, onun ya da başkalarının da kalbini paramparça etmektense bu yolun en doğrusu olduğunu bileceksin ve o zavallı kalbin sonunda huzurla dolacak, sen aşkı öbür tarafta bulacaksın… Ölümü tattığın zaman…

neredesin sen?

Bulutlara sordum seni.Yüzleri gölgelendi. Birdenbire gözyaşlarını dökmeye başladılar.Toprakla buluşan her damla sendeki bahar kokusunu yaydı, her yana. Sevda selleri, özlem gölleri oluştu.Yine nerede olduğunu söylemediler. Rüzgarlara sordum seni. Rüzgarın sakin, tatlı fısıltısı çığlığa dönüştü.Çıldıran rüzgar dünyaya kuşbakışı bakarak, her yerde seni aramaya başladı.Hem kendini, hem geçtiği yerleri yıktı ama boşuna.Sevda rüzgarlarının gönül bahçelerimde yaptığı yıkıma ulaşamadı. Irmaklara sordum seni. Sularının her damlasıyla tek tek konuştum. ''O bizden saf. O bizden tatlı. Sen söyle. Nerede o sevda kumaşından örülmüş, ipek kanatlı melek?'' dediler. Ormanlara sordum seni.Bütün ağaçların yaprakları çırpınmaya başladılar.Çamlar başlarını önlerine eğdi. Selvilerin uçları yerlere değdi.Akasyalar çiçeklerini döktü. Sonsuz hüzünlere büründü, orman. Sonra da silkindi, hepsi de yapraklarını yerlere serdiler. Gelirsen, yapraktan halılar üzerinde yürüyesin diye. Pınarların gözlerinden saf, berrak gözyaşları akmaya başladı. Akan sular ormana senin adını yazdılar. Anladım ki, onlar seni görmemiş. Senin özleminle ağlamaktalar. Parklarda, bahçelerde açmış güllere sordum, adını. Hepsi de utançtan kızararak, başlarını yavaşça önlerine eğdiler. Sonra da, ''Biz bütün güzelliğimizi ondan çalmıştık...'' dediler. Bahtıma sordum, seni. Kurşuni rengi büsbütün karardı. bana sonbahar yellerinin estiği gönül bahçelerimi gösterdi. Sonra da ekledi. ''Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok...'' Çünkü, senin aradığın o nazlı dilber yok... Anladım. Sen benden saklanıyor, yaralı gönlümün, kanayan kalbimin derdine çare olmuyorsun. Ben her zaman seni aramaktayım.Sen de birgün beni aramıyor, sormuyorsun. Bilmelisin ki, özlemin çekilmez bir acı. ''Ayrılık ateşten bir ok...'' Kara sevda ateşten gömlek. Onu ancak giyen bilir. Seni seven, seni bekleyen bilir. Özlemin bitirdi beni. Ne zaman geleceksin? Söyle. Neredesin sen?

GİTME...

Biliyorum aslında sen hiç bir zaman gelmedin bana. Duymuyormusun ! Gitme diyorum sana,gitme ! Çığlıklarım boğuluyor gecenin karanlığında. Gece korkunç, gece sessiz, gece yalnız... Sesim kısılıyor Gidişin bitişi olacak yüreğimdeki heyecanın, Gidişin sönüşü olacak gözlerimdeki ateşin. Beni,yüreğimdeki sevgiyi, Gözlerimdeki bitmek bilmeyen umudu unuttun! Ama ne olur bunu unutma. Gidişin dinderemez bu fırtınayı. Bir fırtınanın uğultusuyla sesleniyorum sana; GITME....

affetmez seni( düşün bi bakalım sen nereye gidersen ben affetsemde kalbim affetmez seni)

yıllar sonra karşıma çıkıpta
yeniden başlayalım desende
beni affet diye yalvarsanda
Ben affetsemde,
AĞLATTIĞIN GÖZLERİM AFFETMEZ SENİ

bana yaptıklarından sonra pişmanlık duysanda
dizlerime kapanıp haykırsanda başını en sert dağlara,taşlara vursanda
Ben affetsemde,
KIRDIĞIN ŞU ZAVALLI KALBİM AFFETMEZ SENİ

ağlasanda,sızlasanda,kor ateşlerde yansanda
ismim ağzında şarkı olup dolaşsada
gözlerin bile kör baksada
Ben affetsemde,
OYNADIĞIN GURURUM AFFETMEZ SENİ

durmadan rüyalarıma girsende
kapımda kulum kölem olsanda
uğruma ölmekten korkmasanda
Ben affetsemde,
YIKTIĞIN HAYALLERİM AFFETMEZ SENİ

beni artık mecnun,kerem,ferhat gibi sevsende
saçlarını benim gibi süpürge etsende aşkımla yanıp kavrulsanda
Ben affetsemde,
UYKUSUZ GEÇEN GECELERİM AFFETMEZ SENİ

garip aşkım
senin bana bu yaptıklarından sonra
hala severim affetmek isterim
çok geç ama çok geç artık
Ben affetsemde,
SENSİZ GEÇEN YILLARIM AFFETMEZ SENİ..

24 Nisan 2007


SENİNLE HERŞEYE VARIM BEN SEN BENİM UĞURLU YOLUMSUN YILDIZLARA YÜRÜRÜM SENİNLE SEN İSTE CANIM SENİN OLSUN!

KALPSİZZZ






ALLAH'IM YA ŞUNA BAKARMISINIZ YA GELDE SEVME YANAKLAR ELLER BURUN BU KADAR ŞEKER OLMAK ZORUNDALARMI BU ÇOCUKLAR
O İLK ADIMLAR İLK SÖYLENMELER AĞLAMALAR YA DÜNYADA ŞUNLAR KADAR TATLI MASUM BİŞE VARMI?İNSAN KENDİ ÇOCUĞUNU KENDİNDEN SAKINIRMI YA SIRF ONA ZARAR GELMESİN DİE SAKINIYO İŞTE
BU DA AHMET BEYFENDİ BEN BUNLARI ÇOK SEVİYORUM İNSAN BUNLARI ÖPMEYE BİLE KIYAMAZ YA :)
ELBET SENİN DE PRENSES OLDUĞUN GÖNÜLLER VAR... (MUHTEŞEM BİR RESİM YAZI ÇOK SEVDİM UMARIM BEĞENİRSİNİZ SİZ DE)

Ne sen bir başkasından böyle bir aşk göreceksin ne de bir başkası benden...
Seviyorsanız eğer ;Geç kalmayın sakın aşkınızı söylemeyetelgraf çekin, telefon edin,mektup yazın... Uçaklara, trenlere tüm taşıtlara binin... Koşun, arayın, bulun, haber gönderin,birine anlatın... Duvara yazın, ağaçlara kazıyın... Yani deneyin bütün olanakları, hiç olmazsa; iki yaprak samanlı kağıda yazın...Ama sakın geç kalmayın ! AŞKINIZI SÖYLEMEYE ...
Serseriyim sokaklar evim, serseriyim adam gibi severim, bana bir adım gelene ben on adım giderim.Dinle cici çocuk dinle zannedersinki serseri ağlamaz, serseri bi kayboldumu onu kimse bulamaz, şimdi anlıyorsunya, şehirlerin asi çocuğu hiç kimse serseri gibi sevipte aşık olamaz

NE KADAR TATLI ŞEYSİN SEN YA?(YAĞIZ BEY:))

EĞER BİRGÜN HAYAT BİZE OYUN OYNAYIP SENİ BENDEN AYIRIP BAŞKASININ KOLLARINA ATARSA SENİ DANSA KALDIRACAK İLK MÜZİK CENAZE MARŞIM OLSUN!
GEÇMEYECEK BİR AŞK BU ZAMAN GEÇMEYECEK BU AŞK BÜYÜYECEK ASIRLIK ÇINAR GİBİ SAĞLAM KÖKLER SALACAK TOPRAĞINA, FIRTINALAR KOPACAK AMA YIKILMAYACAK BİZ YAŞADIKÇA AŞKIMIZDA YAŞAYACAK EY! BENİM MAVİ SEVDAM,UMUDUM,AŞK YOLDAŞIM SANA SÖZ BU YÜREK HER ATIŞINDA SENİN ADINI ANACAK!
BUNDAN SONRA HİÇ BİR ŞEHİR MEKAN DEĞİL BANA YANLIZ BIRAKMAZ OLDU BENİ YANLIZLIĞIM RÜZGARINA YENİK DÜŞTÜM UÇURUMLARIN, ELBET BİRGÜN BENDE ÖLECEĞİM GÜLÜM BENDEKİ SENİ İŞTE O ZAMAN YOK EDECEĞİM.

23 Nisan 2007

HAYAT BANA ZEVK VERMİYORSA SENSİZLİK İÇİME HER GEÇEN GÜN BİRAZ DANA OTURMUŞSA GÖZYAŞLARIM GÖZÜMDE SEL OLMUŞSA BİLKİ DUYDUĞUM HASRETLİKTENDİR YAŞAMDA BİR GÜZELLİK BULAMIYORSAM ARTIK ESKİSİ GİBİ GÜLEMİYORSAM DÜNYAYA KARANLIK GÖZLERLE BAKIYORSAM BİLKİ SENSİZ YAŞAMAYI İSTEMEYİŞİMDENDİR GÖZLERİM HER YERDE UMUTSUZ BİR ŞEKİLDE SENİ ARIYORSA BAKTIĞIM HER YERDE HAYALİNİ GÖRÜYORSAM HER YÜZDE SENİ ARIYORSAM BİLKİ BU ÖZLEMLE YOLUNU BEKLEDİĞİMDENDİR

SANA GELİYORUM

BİLDİĞİM BÜTÜN YOLLAR SENDE BİTİYOR BU GECE YAN YOLLAR SAPAKLAR OTOBANLAR BÜTÜN LEVHALAR SENİ GÖSTERİYOR BÜTÜN GİŞELER BEDAVA BÜTÜN IŞIKLAR YEŞİL YANIYOR BİR DEĞİL BİN KÖPRÜ VAR BOĞAZDA RADAR YOK BÜTÜN POLİSLER FİRARDA ARABAM 5 VİTES KM 120 DE DİREKSİYON HAKİMİYETİ SENDE AMBULANS SİRENİ GİBİ ACI BİR SESLE SANA GELİYORUM HASRETLE BU GECE BENİ BEKLE!..

SENİ SENSİZ YAŞAMAK NE KADAR KÖTÜ BİR BİLSEN

BAK YİNE GECE OLDU YANLIZLIK AÇ KURTLAR MİSALİ ÜSTÜME ÇULLANACAK VE BEN ÇARESİZLİK İÇİNDE KÖR SAĞIR GECELERE TUTSAK ADINA ŞİİRLER DÖKECEĞİM ÖZLEMİM DAHADA BÜYÜYECEK İÇİMDE GÖZLERİME SELLİ YAĞMUR YAĞACAK DUDAKLARIMDAN HÜZÜN ŞARKILARI DÖKÜLECEK YARIM YAMALAK BİR KEZ DAHA SENİ SENSİZ YAŞAYACAĞIM
SEVMİYORUM ŞU SAATİN SESİNİ AKMASIN DURSUN HAYAT HERŞEYİN BİR ÖNCESİ BİRDE SONRASI VAR DERLER YA YALAN BELKİ SENDEN ÖNCE VARDIM AMA SENDEN SONRA OLMAYACAĞIM İNAN!

KAÇIŞLARA VE GİDİŞLERE!

BİR İDDİAM VAR BU AŞKTA HERŞEYİN OLMAK YORGUNLUĞUN,GÜLÜŞÜN,,CESARETİN,ALINGANLIĞIN BEN SANA AİT NE VARSA ÇIKARDIM HAYATIMDAN SENİN OLANI YAŞAMAK İÇİN YÜREĞİM SENDEN GELECEK HERŞEYE SONUNA KADAR AÇIK BİRTEK KAÇIŞLARA GİDİŞLERE KAPADIM YÜREĞİMİ...
BİRAZ DAHA UYUSUN İÇİMDEKİ YABANCI BEN KENDİMİN RÜYASIYIM DAHA FAZLA YABANCI OLMAK İSTEMİYORUM SANA???

imkansızım...

İMKANSIZI BİLİYORMUSUN?HANİ DÜŞLEDİĞİNDE AVUÇLARINDADIR SONRA KOR OLUR YAKAR SENİ ANILAR SEVİNÇLER DOSTLAR HEPSİ UÇAR GİDER SULARMI DURGUN? HAYATMI YORGUN?DUDAKLAR SUSKUN YAŞAM DURUYOR YA SEN YOKSUN SON TİTREYİŞTİR U SON HAYKIRIŞ YÜREĞİMİN GÖTÜRDÜĞÜ YERE GİDEYİM DİYORUM AMA OLMUYOR ÖNÜMDE KARLI DAĞLAR UÇSUZ BUCAKSIZ YOLLAR VAR UMUTLARIM SIFIRIN ALTINDA ÇÜNKÜ SEVDİĞİM SENİ ARIYORUM AMA BULAMIYORUM YANİ SENSİZ ÖYLESİNE YAŞIYORUM SENDEN GERİYE BİRTEK GÖZÜMDEKİ YAŞ KALDI AMA BİRGÜN BİLE GELİP SİLMEDİN!..
ÖLÜM BEYİNDEN AKAN KAN DEĞİL YÜREKTEN AKAN SEVDAYI ANDIRIR BEN ÖLÜMDEN DEĞİL UNUTULMAKTAN KORKUYORUM!

SENİ SEVİYORM BEBEĞİM...

HAYATTA ÖYLE MUTLU OL Kİ GÖZLERİNDEKİ MUTLULUK,MUTLULUĞU ARAYAN MUTSUZLARIN UMUT IŞIĞI OLSUN!..

düşündürücü bir yazı???

GÜL FİLİZLENDİĞİ GÜNDEN İTİBAREN GÜNEŞE AÇIKTIR GÜNEŞ HER NE KADAR GECELERİ GÜLÜ AYIN GÖRKEMİNE BIRAKSA DA GÜL ASLA YILDIZLARA KANIP GÜNEŞİ UNUTMAZ!
HAYATTA DÖRT ŞEY GERİ GELMEZ:ATILAN OK,GEÇEN ZAMAN,SÖYLENEN SÖZ VE KAÇIRILAN FIRSAT!
HAYAT ACIMASIZDIR ÇÜNKÜ DERS VERMEDEN SINAV YAPAR!

BIRAKMAM

beni böyle bir başıma yanlız yar bırakma sensiz hiç olmuyor olmayacak amma darbeler yesemde değil yar umrumda bırakmam
kapında köleyim uğrunda öleyim iste bu canımı sana ben vereyim senle ben mutluyum sensizliği neyleyim bırakmam
canımı canına ben veririm bunu sen bil yar uğruna ölürüm delilik ederim sözümden dönmem yar silahı çekerim vururur giderim BAŞKASINA SENİ VERMEM YAR sen benimsin bunu bil dünya ne yazar
susan dilimin sözü yanan kalbimin sesisin soluksuz bedenimin nefesi görmeyen gözümün rengisin olurda birgün ölürsem tabutun içinde ben yine sen derim!!!

UNUTMAYI UNUTTUM.SENİ UNUTMAMAK İÇİN...( BEN SENİ ASLA UNUTMAM BEBEĞİM DİĞER ŞİİRLERİM GİBİ BU ŞİİRİMDE SANAYDI AMA BUNUN ÖZELLİĞİ VAR:)

GİTTİĞİN GÜN BÜTÜN AYRILIKLARIN HESABI BENDEN SORULDU
BÜTÜN ACILI ŞARKILARIN BÜTÜN HAZİN SEVDALARIN
GİTTİĞİN GÜN!
HER ÇİÇEĞE BİR GÖZYAŞI
HER KELEBEĞE BİR AĞIT
BANADA YÜZLERCE ŞİİR DÜŞTÜ
YAZMAYA MAHKUM GÖZLERİN İÇİN
BEN Kİ!
DÖNÜŞÜNE HASRET YAŞADIM BÜTÜN NİSANLARI
VE GÜLÜŞÜNE HASRET BÜTÜN BAHARLARI
GEL GÖR Kİ:
BİR DAĞA ÇARPAR GİBİ ÇARPTI YÜREĞİM YOKLUĞUNA
BİR BEN BİLİRİM GURURUMU HANGİ TAŞLARA VURDUĞUMU
BAŞIMI HANGİ DUVARLARA
VE HANGİ UÇURUMLARA KÖPRÜLER KURDUĞUMU
BİR SANA KAVUŞMAK İÇİN
SEN GİDELİ!BÜTÜN YOLLARIMIN YOLLARI KESİK
BÜTÜN DALLARIMIN DALLARI KIRIK
KAÇ GECEYE BEKÇİ KAÇ SABAHA NÖBETÇİ
VE KAÇ UYKUSUZ TRENE BİLETÇİ OLDUM
GELMEDİN
OYSA HEP KARLAR İÇİNDE SAKLADIM UMUTLARIMI YAĞMURLAR İÇİNDE KURUTTUM GÖZYAŞLARIMI
VE KANATARAK AÇTIM GÖLGENE AVUÇLARIMI
BİR SANA SARILMAK İÇİN
BİR UCU KALBİMDE KALDI BU SEVDANIN
BİR UCU ELLERİNDE
BİR ADIMI SENDE KALDI SONUMUN
BİR ADIMI SABRIMDA
ÇÜNKÜ!
BULUTLARA ÇİZİLMİŞ YILDIZLARA YAZILMIŞ
VE YÜREĞİME KAZINMIŞ BİR KARASEVDAYDI BU
GÜNLERDE
KIŞLARDA GÜNEŞ KARLARDAN ATEŞ TOPLADIM
VE BÜTÜN ÖLÜMLERİ ERTELEDİM
BİR SANA DOKUNMAK İÇİN

OYSA DAHA GİTTİĞİN GÜN
UYKULARIMI ÇALDIM GÖZBEBEKLERİMDEN
DİZLERİMDE UYUTTUM
ACILARIMI KOPARDIM YÜREĞİMDEN
İZLERİNDE AVUTTUM
VE SÖZÜMÜDE TUTTUM
YANARAK İÇİN İÇİN
İŞTE BUGÜN
UNUTMAYI DA UNUTTUM
SENİ UNUTMAMAK İÇİN BEBEĞİM..

-AŞK ARTIK BURADA YAŞANMIYOR-(UMARIM BUNU BEĞENİRSİNİZ BUDA BANA AİT BİR ŞİİR)

BOŞUNA ÇALMA KAPIYI
EVDE KİMSE YOK
MUTLULUĞUM ADRESİNİ DEĞİŞELİ
ÇOK OLDU ÇOK
HATIRALAR BİR BİR TAŞINDI ODADAN
AYLAR VAR PERDELER AÇILMIYOR
IŞIKLAR YANMIYOR
TELEFONLAR ÇALMIYOR
ANLAYACAĞIN
SEN BURALARDAN GİDELİ
AŞK!
ARTIK BU EVDE YAŞANMIYOR!!!

OLMADI BAHARN YARİ OLMADI... (BANA AİT BİR ŞİİR BOŞ ZAMANLARMDA,YANLIZLKTAN KORKTUĞMDA,VE EN ÖNEMLSİDE SEVDİĞM İNSANIN GİTMESNE ÜZÜLDÜĞM ZAMN YAZDIM)

OLMADI BAHARIN YARİ OLMADI...
BEN SENDE AÇAN ÇİÇEKLERE SEVDALIYDIM
BEN SENİN İKLİMİNE VURGUN BİR SENİN KAR BEYAZ PARMAKLARINDI İÇİMİ ISITAN
BİR SENİN GÖZYAŞLARINDI YÜREĞİMİ ISLATAN
OLMADI BAHARIN YARİ OLMADI...
ŞİMDİ YEMYEŞİL BİR ORMAN YANGINI İÇİMDE
GÖZLERİNDEN KALAN...

OLMADI DENİZİN YARİ OLMADI...
BEN SENİN MASMAVİ UMUTLARINA SEVDALIYDIM
BEN SENİN LİMANLARINA VURGUN
BİR SENİN RÜZGARINDI ACILARIMI SAVURAN
BİR SENİN TUZUNDU DUDAKLARIMI KAVURAN
OLMADI DENİZİN YARİ OLMADI...
ŞİMDİ BİR ÇÖL YALNIZLIĞI.SAHİLİNDEN KALAN...

OLMADI TOPRAĞIN YARİ OLMADI...
BEN SANA ÇIKAN YOLLARA SEVDALIYDIM
BEN SENİN BEREKETİNE VURGUN
BİR SENİN KOKUNDU RUHUMU DOYURAN
BİR SENİN KUCAĞINDI BENİ YENİDEN DOĞURAN
OLMADI TOPRAĞIN YARİ OLMADI...
ŞİMDİ BOŞ BİR MEZAR İÇİMDE
SENDEN ARDA KALAN...

OLMADI ŞİİRİN YARİ OLMADI...
BEN SENDEN GELEN MISRALARA SEVDALIYDIM
BİR SENİN BAKIŞINDI YÜZLERCE ROMANA BEDEL
BİR SENİN MERHABANDI BÜTÜN KAVUŞMALARDAN GÜZEL
OLMADI ŞİİRİMİN YARİ OLMADI...
KEŞKELERİNDEN ÖNCE DÖNECEKTİN BANA
PİŞMANLIĞINDAN ÖNCE...
GÖZYAŞLARINDAN ÖNCE...
YALANLARINDAN ÖNCE...
GEL GÖR Kİ ONLAR
DÖNDÜLER BANA
SENDEN ÇOK DAHA ÖNCE

OLMADI SEVDANIN YARİ OLMADI...

18 Nisan 2007

YİNEDE İNANMA SEN BİTANEM YAPAMAM BİLİYOSUN NE OLURSA OLSUN DİYEMEM BEN!!!

Uzaklarda bir yerlerde atiyor kalbim,sensiz gecen hergün senin icin,aklinin alamayacagi en uzak kentte hayallerim,düslerinin gerceklesmesi icin,güllerin en kirmizi noktasinda dudaklarim,seninkilere erismek icin,okyanuslarin en derinlerinde bakislarim,sana bakabilmek icin,yüregim her an büyük acisi icinde sensizligin,ama dayaniyor sadece senin icin...Sana ilk yalanimi son nefesimde söyleyecegim, sirf yalan olsun diye, seni sevmiyorum diyecegim.

DİLEĞİM BU

KALBİN HANGİ SEVGİ İÇİN ÇARPIYORSA YENİ DOĞAN GÜNÜN GÜNEŞİ SENİ ONA KAVUŞTURSUN!!!

ANLAYABİLMEK

"satılık köpek yavruları" ilanının hemen altında küçük bir çocuğun başı gözüktü ve çocuk dükkan sahibine sordu : -"köpek yavrularını kaça satıyorsunuz?" dükkan sahibi : -"30 dolarla 50 dolar arasında değişiyor fiyatları" dedi -"benim 2 dolar 37 sentim var" dedi çocuk -"bir bakabilir miyim yavrulara" dükkan sahibi gülümsedikten sonra bir ıslık çaldı ve köpek kulübesinden beş tane yumak halinde yavru çıktı. yavrulardan biri arkadan geliyordu. küçük çocuk yürümekte zorluk çeken sakat yavruyu işaret edip sordu:-"bunun nesi var?" dükkan sahibi onun kalça çıkığı olduğunu ve hep sakat kalacağını açıkladı.küçük çocuk heyecanlanmıştı. -"ben bu yavruyu satın almak istiyorum.” dükkan sahibi:-"hayır o yavruyu satın alman gerekmiyor. eğer gerçekten istiyorsan o yavruyu sana bedava veririm"küçük çocuk birden sinirlendi. dükkan sahibinin gözlerinin içine dik dik bakarak:-"onu bana vermenizi istemiyorum. o da diğer yavrular kadar değerli ve ben fiyatını tam olarak ödeyeceğim. aslında şimdi size 2 dolar 37 cent vereceğim ve geri kalanını ayda 50 cent ödeyerek tamamlayacağım."dükkan sahibi çocuğu ikna etmeye çalıştı:-"bu köpeği gerçekten satın almak istediğini sanmıyorum. bu yavru hiçbir zaman diğer yavrular gibi koşup, zıplayamayacak ve seninle oynayamayacak." bunun üzerine küçük çocuk eğildi, pantolonunu sıvadı ve büyük bir metal parçasıyla desteklediği sakat bacağını dükkan sahibine gösterip, tatlı bir sesle: -“ben de çok iyi koşamıyorumve bu yavrunun kendisini çok iyi anlayacak bir sahibe gereksinimi var" dedi.

SAMSUNLUYUZ BİZ DİMİ AŞKIM:)

NE KADAR SESSİZSEK
NE KADAR SUSKUNSAK
VE NE KADAR DERTLİYSEK
EN AZ OKADARDA DELİYİZ.
ÇÜNKÜ BİZ SAMSUNLUYUZ
SEVDİĞİMİZİ ÖLÜMÜNE SEVER
KAHPEYE KURSUN SIKARIZ.
KELLEYİ KOLTUKTA
ÖLÜMÜ YANIMIZDA TAŞIRIZ.
BİZ GONLUMUZDE HASRET ALIR
SEVGİ SATARIZ.
BİZ DOSTUMUZA ÖMRÜMÜZÜ HARCARIZ.
GEREKİRSE DOSTUMUZ İÇİN
BİR ÖMÜR BOYU YATARIZ.
HEM DİK BAŞLI HEMDE MANGAL YUREKLİYİZ.
BİZ GURBETİ SILADA,HASRETİ YARDA ÇEKERİZ
ÇÜNKÜ BİZ SAMSUNLUYUZ!!!

GENÇLİĞİNE GÜVENİP ERKEN DERKEN ELVEDA BİLE DİYEMEZSİN GİDERKEN!!!

ODANDA ASILI RESMiM DURACAKGÖZLERiN BAKTIKÇA HEP AGLAYACAKSEVDANLA KURULU GÖNÜL TAHTIMIKUL DEGiL BU A$KI ÖLÜM YIKACAK


AZRAiL KAPIMA DAYANDIGI GÜN BEDENiM KABRE KOYULDUGU GÜNTOPRAKLAR ÜSTÜME ATILDIGI GÜNBEN DEGiL BU A$KI ÖLÜM YIKACAK


DOSTLARIN DiLiNDE ANILDIGIMDAASIRLIK MEKANA KONULDUGUMDAAK BEYAZ KEFENE SARILDIGIMDAKUL DEGiL BU A$KI ÖLÜM YIKACAK

SERSERİYİM VAR MI YA

SERSERİLER NE AGLAMAYI
NEDE SEVMEYI BILIRMIS,
OLAKI SEVDI BIR KEZ SEVERLERMIS
VE OLAKI AGLADI
GOZYASININ DUSTUGU YERDE OLURLERMIS!!!

SAMSUNNNN

GÖZLERİ KANLI,
ÇEKMİŞ RAKIYI,YÜRÜYOR SOKAKTA BİR DELİKANLI,
HAYATA KÜSMÜŞ,SEVDİĞİNE SEVDALI.
SORARSAN GÜZELİM BU KİM DİYE?
O GÖRDÜĞÜN ASİ BİR SAMSUNLU!

SEN ÖĞRETTİN

BANA İÇKİ İÇMEYİ.AYASLAR BANA ESRAR ÇEKMEYİ.
HAYAT BANA SAVAŞMAYI. MAPUSLAR BANA ACIMASIZ OLMAYI.
GURBET BANA AYRILIĞI. AMA SEN VARYA SEN
BANA DÜNYANIN EN GÜZEL ŞEYİNİ
SEVMEYİ ÖĞRETTİN...

UTANSIN!!!

TOPRAĞA SERPBİTMEZSE TOPRAK UTANSINHEDEFE VARMIYAN MIZRAK UTANSINSEN SEV SEVEBİLDİĞİN KADAR O SEVMEZSE BIRAK O UTANSIN....

VAY BEA

DeDim GeLmeDin
SaR DeDim SaRMaDın Ben Sensiz BuraLarDa Ne YaParım. HaYaTıma Küstüm
KaLBimeKiLit VuRDum. Ben SenLe Var oLDum
SenLe YoK oLuRum.

BUNU UNUTMAYIN

SeVmeYe NiYeTLiYsen
iYi DüsünMeLisin,
AgLamaYi Ögrenip GüLmeYi biLmeLisin,
Ask Bir Kumardir
Cok DikkaT eTmeLisin,
OYnadiGin Zar degiLdir,
DuYguDur BiLmeLisin

BUDUR YA...

bicak bizde oyuncak,
Hapishane Evimiz,
KeLepce KoL Saatimiz,
Gerekirse Ceketimizi SaTar YaTariz
ama InsanLigimizi asLa UnutmaYiz.Cünkü Biz
samsunluyuz!!!

DOSTLUK

samimi iki dost ve arkadaşlardı. Fakat bir tanesi çok kurnaz atılgan ve hareketli, diğeri ise çok saf, dürüst ve sessizdi. Bir gün kurnaz olan arkadaş , diğer arkadaşın yanına giderek işlerinin bozulduğunu söyler ve kendisinden para ister. Samimi dostu onu hiç kırmaz ve elindeki bütün parayı arkadaşına verir. Arkadaşı bu parayla işlerini düzeltir. Bir süre sonra kurnaz olan yine arkadaşının yanına gider ve arkadaşının evlenmek üzere olduğu nişanlısını çok beğendiğini ve kendisine vermesini ister. Arkadaşı çok şaşırır, ne diyeceğini bilemez.Fakat aralarında o kadar kuvvetli bir sevgi vardır ki arkadaşına hayır diyemez, nişanlısını arkadaşına verir. Zaman içinde Saf olanın işleri bozulur ve birden arkadaşı aklına gelir ben ona sıkıştığında iyilik yapmıştım diyerek arkadaşının iş yerine gider ve kendisine çalışması için iş vermesini ister. Arkadaşı ona iş vermez. Bizimki pişmanlık ve üzüntü içinde geri döner ama yinede arkadaşına kızamaz. Bir gün sokakta dolaşırken yanına hasta ve yaşlı bir adam yaklaşır. Fakir olduğu için ilaç alamadığını söyler. Bizimki yaşlı adamcağıza acır, istediği ilaçları alır ve adamcağıza verir. Kısa bir süre sonra yaşlı adamın öldüğünü duyar. Yaşlı adam çok zengindir ve bütün mirasını kendisine bırakmıştır. Saf adam artık zengindir. Biraz da sevdiği dostuna olan kırgınlığıyla dostunun iş yerinin karşısında bir ev alır ve oraya yerleşir. Bir gün evinin kapısını dilenci bir kadın çalar. Yaşlı kadın çok aç olduğunu, kendisine yemek vermesini ister. Bizim saf hiç düşünmeden kadını içeri alır karnını doyurur, Kimsesi olmadığını öğrendiği kadına; Kendisinin de yanlız olduğunu söyler ve bu evde birlikte yaşıyalım sen evin işlerini ve yemekleri yaparsın der, yaşlı kadın hiç düşünmeden kabul eder. Bir süre sonra yaşlı kadın bizimkine, kendine uygun bir kız bulup evlenmesini söyler. Bizimki böyle bir kızı nasıl bulacağını, kendisinin tanıdığı olmadığını söyler.Yaşlı kadın ona uygun bir kız tanıdığını ve kendisiyle görüştürebileceğini söyler. Görüşmeler sonucunda evlenmeye karar verilir ve düğün davetiyeleri basılır. Bizimkisi kırgın olduğu halde çok samimi dostunu yinede unutamamıştır. Biraz da geldiği konumu görmesi açısından samimi arkadaşına da davetiye gönderir . Düğün günü gelir çatar. Saf adam düğün salonunda bir şeyler söylemek isteğiyle mikrafonu alır ve başlar yaşadıklarını anlatmaya; Eskiden çok sevdiğim bir dostum vardı. Bir gün işleri bozulunca benden borç para istedi elimdeki bütün parayı verdim. Evlenmek üzere olduğum nişanlımı çok beğendiğini söyleyerek benden istedi. Çok üzülerek onu da kendisine verdim . Çünkü biz gerçek dosttuk onun üzülmesini istemedim. işlerim bozulduğunda onun fabrikasına gittim ve çalışmak için kendisinden iş istedim. Bana iş vermedi. çok üzüldüm, ama yinede arkadaşıma kızmıyorum .çünkü biz gerçek dosttuk. Bu konuşma üzerine kurnaz olan arkadaşı daha fazla dayanamaz mikrofonu eline alır ve başlar konuşmaya; Benim de bir zamanlar çok sevdiğim bir dostum vardı. İşlerim bozulduğunda kendisinden para istedim, bütün parasını bana verdi. Sonra ondan nişanlısını istedim, üzülerek nişanlısını da verdi. Nişanlısını istememin nedeni o kadının arkadaşıma layık olmamasıydı (Hayat kadınıydı) Kendisi çok saf olduğu için arkadaşımı o kadından bu şekilde kurtardım. İşleri bozulduğunda gelip benden iş istedi, Arkadaşımı kendi emrimde çalıştıramazdım, o yüzden iş vermedim. Günün birinde karşılaştığı yaşlı adam benim babamdı. Babam ölmek üzereydi, onu arkadaşımın yanına ben gönderdim ve mirasını ona ben bıraktırdım. Evine gelen dilenci kadın benim annemdi.Ona bakıp iyi yaşamasını sağlamak için gönderdim. Şu anda evlenmekte olduğu kız de benim kız kardeşim. Onu arkadaşımla evlenmesine ben ikna ettim.

KRİSTALİN BEDELİNİ GÖZE ALAMAYAN ONUNLA OYNAMASIN...

Bir genç kiz delikanliya sorar: "Benden hoslaniyor musun " Çocuk hayir diye cevap verir. Kiz sorar: "Beni sevimli buluyor musun " Çocuk hayir diye cevapverir. Kiz sorar: "Kalbinde yerim var mi " Çocuk hayir diye cevap verir. Kiz sorar: "Peki "Peki gidersem benim için aglar misin " Çocuk hayir diye cevap verir. Kiz üzgün gitmek üzere arkasini döner. Çocuk onu kollarina, alir ve: Ben senden hoslanmiyorum, Seni seviyorum. Seni sevimli degil bas döndürücü buluyorum. Kalbimde sana yer yok, benim kalbim sensin ve senin arkandan aglamam, senin için ölürüm der.

BUNU BENİM İÇİN YAP...

Sevdanın sırrına ermek istersen Coşkun bir ırmak ol akmayı dene Çektiğim acıyı görmek istersen Yüzüme bir kere bakmayı dene. Pişmanlık acını dindirmediyse Yürek ateşini söndürmediyse Hiçbir şey geriye döndürmediyse Eski resimleri yakmayı dene. Bütün suçu bana yükleme artık Istıraba çile ekleme artık Bir ömür içinde bekleme artık Gönül zindanımdan çıkmayı dene. Sevgime beş para etmez diyorsan Kinim kolay kolay gitmez diyorsan Yaşattıklarım az yetmez diyorsan Dünyayı başıma yıkmayı dene. Bir kurşun da sen sık sanki yaram az Sen ne cimcimesin sen ne yaramaz O sahte bakışlar işe yaramaz Karşım da gözyaşı dökmeyi dene. Kanlı gözyaşımı kurutmam için Verdiğim son sözü hep tutmam için Seni sonsuza dek unutmam için
Kalbimi yerinden sökmeyi dene. BUNU BENIM ICIN YAP

SOKAK ÇOCUĞUYUM BEN AGABEY


Sayfa no yok Cilt no yok Hane no yok Ana adi, ben sokak çocuguyum abi Hani su uçurtmasi gökyüzünde asili kalan, Bilyelerini rüyalarinda unutan,
Ve oyuncaklarini masal kahramanlarina çaldiran, Çocuk varya o benim iste, o benim abi... Sahi bir annem olmaliydi dimi Ben dudaklarimda sokaklari besteliyorum oysa Sahi abi tadi nasildi anne sütünün Anneler nasil oksardi çocuklarini Anne kokusu nasildir kim bilir Ana ha, bir anne çizebilirmisin benim için Karanligin kar sogugu parmak uçlarina bir anne
Ve yanina beni eklermisin abi Tipki suluboya resimlerdeki gibi simsicak Sahi abi senin gözlerini kesmiyor degil mi Bir köprünün soguk, gergin ve karanlik bedeni Sahi sen hiç seyrettin mi aydedeyi bir köprünün altindan, Üsüdün mü abi kayan bir yildiza bakarken,
Bosver... Gel boyat istersen ayakkabilarini Ben su ayakkabilarin bagciklarindan asiliyorum hayata Gel boyat ayakkabilarini Boyatta resmi çiksin dostun, düsmanin tüm kaldirimlarin Sayfa no yok Cilt no yok Hane no yok
Yoklarin varliginda tam göbek bagindan hiç yakalandin mi hayata Bir de bir de babam olmaliydi di mi? Beni dövecek bir babam bile yok biliyor musun? Nasirli ellerinde sevkat arayacagim bir insan Kimbilir, bayramlarda neler alir babalar çocuklarina Unutmusum, bayramlariniz da vardi sizin öyle degil mi, arifeleriniz Bayramlarda temize çekilen dostluklar vardi sonra Oysa ben kirik dökük isliklar ismarliyorum günese ve mehtaba Yankisiz, bestelenmemis ve bestelenmeyecek serseri isliklar Bir babam olsaydi belki yeterdi Çocuk olurdum eskisi gibi, simarirdim öylesine
Bosver abi... Kimin neyine bayram, kimin neyine hediye Baba kimin neyine abi Sahi senin düslerin vardir Göremedigin rüyanin düsünü kurar misin hiç Ahmet bir düs görmüs geçenlerde Köprü altinda tanistik, soguk ve geç gelen bir gecede Utanirken anlatti, anlatirken utandi. Bir ip baglamis gökkusagina, Bak ana diyormus uçurtmami gördün mü, Ya uçurtmamin gölgesinde bilye oynayan çocuklari. Ahmet'in düsü iste... Bana düslerini kiralar misin abi, Bedava boyarim ayakkabilarini, Bana düslerini, düslerini abi
Bosver, bosver... Bak iyi parlayacak bu ayakkabilar, En parlak ayakkabilarinla yürüyeceksin yasama Sen düsünme, sokaklar düsünsün beni, Gazete mansetleri, Üçüncü sayfa haberleri düsünsün, Isimsiz bir damla gözyasi düsünsün, Sen beni düsünme, düsünme be abi... Nasil olsa ben, olmayan ayakkabilarimin sicakligiyla basiyorum tüm kaldirimlara, Olmasa da anne babasi sokaklarin Sokak çocuguyum ben, sokak çocuguyum... Kazanilmadan kaybedilmis bir gelecegin herhangi bir yerinde, Ben sokak çocuguyum abi, Hani su uçurtmasi gökyüzünde asili kalan, Bilyelerini rüyalarinda unutan, Oyuncaklarini masal kahramanlarina çaldiran çocuk varya, Iste o benim, o benim abi, o benim abi...

बेन अनादोलू ÇOCUĞUYUM AGABEY

Ben Anadolu çocuguyum ağabi Nefesim yetmez lambayı söndürmeye Düğmeden kapandığını bilmem ki Ben Anadolu çocuguyum ağabi Kahvaltıda krep yerine tereyağ yerim Kundurayı bilmem ki ben hep çarık giyerim Beton binaları degil kerpiç evleri severim Ben Anadolu çocuguyum ağabiYabancı şarkılar yerine yöre türküleri dinlerimŞehirliyim demektense mardinliyim derim Bi duble rakıyı sevmem , bol sarmısaklı cacık yerimBen Anadolu çocuguyum ağabiSosyeteler çalarmış; gitar nedir duymadım Zengin çocukları gidermiş, bale nedir görmedim Parası olan oynarmış, kumar nedir bilmedim Ben Anadolu çocuguyum ağabiKavalımla gezerim ova ova ama hiç yorulmam Horon teperim Rizeliyle ama hiç şaşırmam İnsanlara iyilik dağıtırım ama para istemem Ben Anadolu çocuğuyum ağabiAvuç açıp dilenmektense pazarda hamal olurum Zinaya girmektense gözümü kapar kör olurum haram yiyip doymaktansa günlerce aç dururumben Anadolu çocuguyum ağabi

KEŞKE SÜTÜMÜ İÇMESEYDİM!

Yıldızların daha parlak
güneşin daha sıcak ,
yeşilin daha yeşil,
insanların daha mutlu olduğu
yada olduğunu sandığım o günlere dönmek istiyorum.
Kaybettiğim her şeyi istiyorum.
Benden alınan daha doğrusu çalınan
bana ait her şeyi istiyorum.
Yaşlanıyorum.Yüzümdeki çizgiler artıyor.
Artık gülmediğim zamanlarda bile onları görebiliyorum.
O yerinde duramayan saçlarım,
kısaldıkları günden beri daha bir sakin görünüyor.
Güzel ellerim biraz sinirlenince tir tir titriyor.
Gözlerimdeki o pırıltı yok.İçimdeki o kıpırtı…
Yaşama sevincim nereye gitti.
Kim aldı onu benden??
Yıllar mı aldı? Yoksa göz yaşlarımla mı aktı?
Gözlerimden yaşlar akıtan her yeri çınlatan
kahkahalarıma ne oldu?
Ya bana sürekli ne kadar güzel olduğumu söyleyen o insanlar,
o insanlar nereye gitti?
Ne zamandır yalnızım ben ?
Kim beni bu kadar yalnız bıraktı?
Omuzlarımda taşıdığım bunca yükü
ne zaman kim koydu oraya?
Bunca yükün altına ne zaman girdiğimi
ne zamandır taşıdığımı bile bilmiyorum.
Bildiğim tek şey omuzlarım bacaklarım bedenim yüreğim acıyor.
Dün oturduğum bu sıralara şimdi
başka çocuklar oturmuş.
Bana öğretmenim diyen bu çocuklar da nereden çıktı.?
Arkadaşlarım öğretmenlerim nerede?
“Sütünü içmezsen büyüyemezsin”diyen annemin sesi
kulaklarımda çınlıyor.
Yıllar geçmiş ben büyümüşüm.
Keşke sütümü içmeseydim.
Büyümeseydim hiç.
Hep çocuk kalsaydım.
Akşamları babamın yolunu bekleyip
gelir gelmez gelir gelmez kucağına atlasaydım.
Cebinden çıkardığı kırmızı horoz şekerini
sevinçle alıp yalarken yine dünyanın en mutlu kızı olsaydım.
Geceleri yatağıma yatar yatmaz uyusaydım
Beni yoran üzen kaygılandıran hiçbir şey olmasaydı.
Bedenimde yılların değil,
oynadığım oyunların izlerini taşısaydım.
Kafamda yarın mahallede oynayacağım ओयुं dışında
hiçbir kaygım olmasaydı.
Keşke sütümü içmeseydim de büyümeseydim.
Yokluğu bilmeseydim.
İhaneti görmeseydim.Hep çocuk kalsaydım da
hep mutlu olsaydım.
Hayatın debdebesinden
koşturmasından,nankör insanlardan
iki yüzlülerden yalandan, dolandan,
çıkarcılıktan hayat kavgasından bıktım.
KEŞKE SÜTÜMÜ İÇMESEYDİM…

BİRGÜN ANLARSIN

Uykuların kaçar geceleri
Bir türlü sabah olmayı bilmez
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık
Girmez pencerelerden beklediğin aydınlık
Kapanır yastığına çaresizliğine ağlarsın
Onun unutamadığın hayali
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın…
Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu
Şerefin,faziletin,iyiliğin,güzelliğin
Gün gelirde sesini bir kerecik duymak için
Vurursun başını soğuk taş duvarlara
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın
Duyarsın
Ta derinden acısını çaresiz kalmışlığın
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin
Niçin yaratıldığını
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini
Boşuna geçip giden yıllarına yanarsın
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların
Sevilen gözlerin erişilmezliğini
O hiç beklenmeyen saat geldi mi
Düşer saçların önüne ama bembeyaz
Uzanır gökyüzüne ellerin
Ama çaresiz
Ama yorgun
Ama bitkin
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın
Sonra dizilir birbiri ardıca gerçekler, acı
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın
Bir gün anlarsın hayal kurmayı
Beklemeyi Ümit etmeyi
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi
Lanet edersin yaşadığına
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın
O zaman bir çiçek büyür kabrimde kendiliğinden
Seni sevdiğimi bir gün anlarsın…